Osmanlı ruhunu zedelemeyin!..
Sıddık DEMİR
Hükümetin Osmanlı ruhunu yeniden diriltmek için risk
aldığını vurgulayan Demir, mitinglerde herkesin bunu dikkate alarak davranması
gerektiğini vurguladı. Demir, kardeşlik projesine de destek verdiğini açıkladı.
Haber & Röportaj: Hülya Özkan / Haber10
Haber & Röportaj: Hülya Özkan / Haber10
Bursa'da Kuruluş, İzmir'de 'Bayrak', Adana'da 'Vatan',
Erzurum'da 'Birlik', Konya'da 'Türkçe', Elazığ'da 'Kardeşlik', İstanbul'da
'Demokrasi', Samsun'da 'Kurtuluş' ve son olarak Ankara'da 'Türkiye' mitingiyle
alanlara inmeye hazırlanan ülkücülere anlamlı uyarılar geldi.
Çözüm sürecini Milletimiz hakkında hayırlı adım şeklinde
değerlendiren eski ülkü ocakları yöneticisi, 12 Eylül mağduru Sıddık Demir,
Milletimizin özlediği Türkiye’ye doğru ciddi anlamda yol alıyoruz. Elimizi
vicdanımıza koyduğumuz zaman bu gerçeği görüyoruz. Sağduyulu insanlar hep böyle
düşünüyor. Kavga ve gürültüden hiç kimse kazanmamıştır. Kim bu milletin ve
Osmanlı ruhunu tekrar diriltme gayretinde bulunursa biz ona ancak dua ederiz.
Bunun dışında buna karşı kıskançlıktan dolayı başka ellerinde her hangi bir
materyal olmadığı için muhalefet eden kurum, kuruluşları da tasnif etmiyoruz.
Şiddetle de kınıyoruz. Ülkücü kardeşlerimizi de mitinglerde taşkınlıktan uzak
durarak, tarihi bir dönem geçiren ülkeye hizmet etmelerini bekliyoruz. 12 Eylül
öncesi yaşanan olaylardan herkesin ders çıkartmasını arzu ediyoruz dedi.
İşte o söyleşi:
YENİDEN İNŞA SÜRECİ
- Darbelerin içinden mağdur olarak çıkan bir ülkücü
olarak son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kısa bir ufuk turuna çıkalım. Biz darbelerin içinden çıktık.
O dönem ihtilal vardı. Hiçbir ihtilal en kötü demokrasiden daha iyi değildir.
Darbe döneminde her türlü ideolojiye sahip olan, genç düşünen beyinleri askeri
vesayet kırdı. Mağdur etti. Genç yürekler bir birine düşman ilan edildi.
Sokaklar, alanlar yangın yerine dönüştürüldü. Birçok insan devlete de küstü
millete de küstürüldü. Ve kenarlarına çekildiler. Şu an gelmiş olduğumuz konum
itibariyle aradan otuz yıl geçti. Bu otuz yıllık zaman zarfında çok şükür ki
halktan yana olanlar iktidar olmuşlardır. Bu süreç Özal’ın iktidara gelişiyle
başladı. Rahmetli Özal, halktan yana ciddi destekler aldı. Ve Özal ciddi
anlamda ortalığı yumuşattı. Demokratikleşmeye zemin hazırladı. Şu anda mevcut
iktidar Özal’ın açmış olduğu yumuşatma politikası üzerine çok ciddi şeyler inşa
ediyor.
- Nedir hükümetin bu politikası?
Tek kelime ile bütünleşme ve dünyaya açılma. Bunlar ülkemiz
ve milletimiz hakkında hayırlı kararlardır. Milletimizin özlediği Türkiye’ye
doğru ciddi anlamda yol alıyoruz. Elimizi vicdanımıza koyduğumuz zaman bu
gerçeği görüyoruz. Sağduyulu insanlar hep böyle düşünüyor. Kavga ve gürültüden
hiç kimse kazanmamıştır. Elbette ebedi kardeşlik için bir takım yasal
düzenlemelerin yapılması normaldir. Bunlar demokratikleşme yolunda ciddi
adımlardır.
RANTLARI KESİLİYOR
- Bu kadar önemli adımlara karşı koyuş neden o zaman?
İşte Milli Kardeşlik Projesi ve halen tepki gösteren çevreler.
Statükoları kaybetmek istemiyorlar. Elbette normalleşmeyi
istemeyenler olabilir. Çünkü bu kavgadan rant elde etmeye çalışanlar var. Bu
çevrelerin içinde sadece terörist yapılar yok. Maalesef siyasiler ve kurumlar
içerisinde bazı kişiler de var. Tabi bir çocuğun elindeki oyuncağını, şekerini
alırsan çocuk ne yapar oyuncaksız kalır. Ve ağlamaya başlar. Kandan kim
besleniyor tükenecek inşallah.
MUHALEFETİN DURUMU KÖTÜ
- Peki muhalefet partilerinin tutumu neden
normalleşemiyor?
Proje üretemiyorlar ve yetersizler. Türkiyedeki sorunlara
çözüm üretemediklerinden iktidarın yapmaya çalıştıklarının önünü kesmeye
çalışıyorlar. Bunu sırf muhalefet olmak için yapıyorlar. Tabanlarına yönelik
mesajlar veriyorlar. CHP’nin durumu enteresan., Mitingler düzenleyecek siyasi
parti olarak (MHP) kendi duruşu ile kendilerince haklı sebepleri vardır. Çünkü
tabanlarını tutmaya çalışıyorlar. Bir de Türkiye tablosunda resme bütün olarak
bakacak olursak mesela aşırı Kürtçülük var. Ama barış isteyen Kürtler de
ağırlıklı olarak var. Türkçülük yapan insanlarda da çok aşırılıklar var. Bu
aşırı Türkçü olan insanlar da MHP’de gibi düşünülüyor. Dolayısıyla MHP’nin de
bu şekilde aşırı ve mantıksız, anlamsız muhalefeti bir noktada öteki tarafı
dengeliyor. Bu ırkçılıklar birbirlerini dengeliyor ve ortada ırkçı olmayan,
çözümden yana olan iyi niyetli mütedeyyin insanların oluşturduğu bir parti bu
ülkenin milleti hakkında hayırlı kararlar almaya vesile oluyor. Bir sopanın iki
ucu vardır. Ortadakiler ise kaptan durumundadırlar. Ve sopanın dengeli bir
şekilde durmasını sağlar. Şuanda iktidar da bunu yapıyor. Bizler de bunların
başarılı olabilmeleri için dua ediyoruz.
TARİHİ UYARI
- Son süreçte MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sert
söylemleri var. Ve mitingler ile alana inmeye hazırlanıyorlar. Bu duruşu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Siyasiler bazen aşırı söylemlere kaçarlar. Bahçeli’nin
söyledikleri siyaseten söylenmiş olan şeylerdir. Kendi tabanının gazını alma
çabasıdır. MHP bütün parti il teşkilatlarına genelge gönderdi ve taşkınlıklara
sebebiyet verilmemesini istedi. Bahçeli, sert sözleri söylüyor ama önemli olan
teşkilatlara gönderdiği genelgedir. MHP’de olsa başka bir parti de olsa aklın
yolu birdir. Ve bu kadar sert tepki vermesinin de bir hizmet olduğuna inanıyor
ki Türkiye’de dengeler sağlanabilsin. Siyaseten hükümet çok ciddi başarılar
kaydediyor. Bu sorun çözülürse MHPde CHP’de bulundukları yerden bir adım bile
yukarı çıkamazlar. Onun için hükümet burada bir noktada kıskanılıyor. İktidar
gerçekten güzel işler yapıyor. Bakın mesela İsrail özür diledi. Bu Türkiye’nin
adam gibi bir duruşunun ve bölgede cihan devleti olma noktasında çabasıdır.
Türkiye’nin her geçen gün alanını genişlettiğini ve büyük bir güç haline
geldiğini İsrail de gördü ve direnemedi. En son özür dileyerek yelkenleri
indirmek zorunda kaldı. Suriye durumu da bitecek belki üç ay belki beş ay
sonra... İşte o zaman Türkiye’yi kimse tutamayacak. Türkiye’yi bu muhalefet de
tutamayacak başka hiç kimse de tutamayacak. Bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan
gider yarın başka bir ekip gelir. Ama aynı felsefeyle bu milleti bu düşünce
uçurtturur. Bizim ülkücülük anlayışımız da bu. Kim bu milletin ve Osmanlı
ruhunu tekrar diriltme gayretinde bulunursa biz ona ancak dua ederiz. Bunun
dışında buna karşı kıskançlıktan dolayı başka ellerinde her hangi bir materyal
olmadığı için muhalefet eden kurum, kuruluşları da tasnif etmiyoruz. Şiddetle
de kınıyoruz. Ülkücü kardeşlerimizi de mitinglerde taşkınlıktan uzak durarak,
tarihi bir dönem geçiren ülkeye hizmet etmelerini bekliyoruz. 12 Eylül öncesi
yaşanan olaylardan herkesin ders çıkartmasını arzu ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder