26 Aralık 2016 Pazartesi

OPERASYONEL DEVLET & Sıddık Demir, Eğitimci, Araştırmacı, Gazeteci - Yazar

OPERASYONEL DEVLET
                    Sıddık Demir
            2000’li yıllara kadar “Yurtta sulh Cihanda sulh” hapını yutan Devlet, bir türlü başını kaldırarak sınırları dışındaki gelişmelere odaklanamadı. Başını NATO devletlerinin çektiği dünya siyasetinde kendine özgü bir pozisyon geliştiremedi. Oysa bulunmuş olduğu coğrafyada tutunabilmek için imparatorluk mirasına sahip üç milletten biridir. Rus, Acem  ve  Türk.
            Rusya’nın kendine özgü gücü, kuvveti ve sınırları belli. Bizim de içinde bulunduğumuz Uluslararası birliktelikler bu Devlete boyun eğdiremedi. Halen de öyle, müstakil duruşuyla dünya da hatırı sayılan noktadadır.  İran’a gelince, Rusya kadar olmasa da Dünya da varlığını en bariz bir şekilde hissettiren Devlet. İmparatorluk mirası bu Devletleri müstakilleştirmiştir. Kendi çapında onurlu duruşları varlıklarının kabulü anlamı taşıyor. Bu iki Devlet, uluslararası hiçbir pakta üye veya ortak olmadıkları halde dimdik ayakta olarak en azında kendi coğrafyalarında oyun kurucu olarak bulunmaları dünyanın Efendilerinin oyunlarını bozmaktadırlar.
            Aynı mirasa sahip TÜRK Devleti, neredeyse bir asra yakın “Yurtta sulh Cihanda sulh” hapını yuttuğu için bugün varlığımıza kast eden Efendi milletlerin saldırılarına karşı potansiyelimizin yetersiz oluşu gailelerimizin büyümesine sebep olmaktadır. Bu dayatmalar eziklik refleksi oluşturmuştur. Devlet Adamlarımız, kılı kırk yararak hesap kitap ederken, diğerleri yıllardır kurguladıkları hücreler vasıtası ile sonuç almaktadırlar. Vekâlet savaşlarında istihbarat servisleri kendi Devletleri lehine savaşırken biz de daha yeni dışarıya yönelik operasyon yapma yetkisi verilmiştir.
            Bölgemizde kıyamet kopmaktadır. Kan gözyaşı ve bilumum savaş görüntüleri sınır içi ve sınır dışında gözlerimizin önünde sürerken birkaç yıl önce verilmiş olan operasyon yetkisi neye yarar. İran yaklaşık yarım asra yakın bu bölge de Hizbullah adı altında İsrail’e veya onun desteklediklerine karşı mücadele verirken Türkiye sanıyorum aynı hapın etkisindeydi. Bu bölgelerde istihbaratları kurumsallaşan Devletleri söküp atmak kolay değil. Beşer Esed’i ayakta tutan Rusya değil İran’dır. Halep’ in düşmesi Hizbullah’ın başarısıdır. Hizbullah İran’ın bu bölgelerdeki kurumsallaşmış halidir.
            İsrail’e karşı savaşında her Müslümanın sempatisini kazanan, gelinen nokta itibari ile Perslik ruhunun inkişafından başka bir şeye hizmet etmedikleri görülmektedir. İran açısından bu çok başarılı bir durumdur. Ayrıyeten ‘Haşdi Şabi’ adı altında Irak’ta kurumsallaşma meselesi zaten içler acısıdır. Ya Ülkemiz bu coğrafya da ne durumdadır. Hani yutturmuşlardı ya hapı, vurdumduymaz haldeydi ya hep, NATO ile hareket edecekti ya, kraldan fazla kralcı olmuştu ya…
            Allah razı olsun başımızdaki liderimizin bu gidişata dur demesiyle, adeta anasından emdiği sütü burnundan getirircesine çok yönlü hedeflere mazhar olduk.  Kolay mı yeni şeylere başvurmak. Kolay mı yıllardır uyutulmuş kurumları uyandırarak aktifleştirmek. Bölgede ‘Ben yoksam kimse de olmamalı’ anlayışına odaklanmak kolay değil elbet.
            Zoru başarmak için neye mal olursa olsun bütün imkânlar seferber edilmelidir. Cesur ve konjonktürel bir lidere sahip olmamız bu Milletin şansıdır. Yıllardır noksanlıkları hissedilen Devlet anlayışımız muvacenesinde yeni gelişmeler, yeni müdahaleler yapılmaktadır. Şu an itibariyle bahsettiğimiz coğrafya da Türk Devletinin binlerce uyuyan hücreleri olmuş olsaydı, bombalar İstanbul, Ankara veya Kayseri’de patlayamazdı. Türk istihbaratı bu namert savaşın metodunu uygulamalı. Yalnız bilgi toplayarak savunma yapılmaz, taarruz yapılmalıdır. En iyi savunma taarruzdur. Bunun için malzeme o kadar bol ki…  İran mezhepçi yaklaşımla ‘Man kur’t ordusu oluşturmuştur. İmparatorluk mirası çerçevesinde aynı kanda, aynı mezhepte, ölüme hazır insanların devreye sokulması acili yet arz eder.
            Bu çerçevede oluşturulan hücreler vasıtası ile içlerine sızarak sabotaj yapılamaz mı?  PYD’nin veya DEAŞ’ın Suriye de sabotaj okulu olduğunu bizim istihbaratımız bilir bilmesine ama gereğinin yapılmadığı yönde endişeler yerini koruyor. Ülkemizde bombalar patlatılarak moral değerlerini zayıflatanlar misliyle karşılığını görmelidirler.
            Bu Devletin serdengeçtileri yok mu? Neden bu mihraklar bulunduğu yerde bozguna uğratılmaz. PKK’nın,  PYD’nin ve hatta DEAŞ’ın lider takımları aynı sabotajlarla ortadan kaldırılamaz mı? Bu Milletin yekûnu bunu beklemektedir. Ancak külfete talip olmakla vazife yerine getirilmiş sayılmaz.
            Ankara ve diğer yerlerde patlama olur da Tahran da, Bağdat’ta, Şam’da ve hatta batı Devletlerinin kimi yerlerinde insanlar nasıl huzurlu olur. Kalleşçe yönteme karşı usul bu olmalıdır. Bundan daha kötüsü olamaz. Onun için çek şu Apo’nun ipini ve batıdaki lider kadrolarının peşine tak birer Abdullah çatlı.  Bir gün bunlarda olacak ümidi ile kamu vicdanı rahatlamayı bekler. 

1 yorum:

  1. Beklenti içinde olduğumuz lider maalesef milletin birliğini sağlayamamış, uzun süren iktidarında hep ayrılıkları körüklemiştir. En azından bizim tarafımızdan edinilen algı budur. Bir lider önce yönettiği ülkedeki yürekleri toplu vurdurmayı başarmalıydı. Ötekileştirmeden, Yıllar boyu kendilerine yapıldığını ifade ettiği ötekileştirmeyi tersinden kaşısındakilere uygulamamalı idi. Bu ülkenin en önemli sorunu iş ve aş sorunudur. askerin bile açsa savaşamaz. Ülkenin evlatların senden benden diye ayrıma tabi tutarak işsizliğe, bir anlamda açlığa yokluğa mahkum etmek, adil bir yöneticinin vasıflarından değildir. Ayrıca Yurtta sulh, cihanda sulh politikası uyuşuk değil gerçekçi bir politikadır. O gün öyle gerekmekte idi. Yeterince güçlendiğinde elbet politikanda değişir. Ama en büyük güç milletin ittihadıdır. Maalesef bu gün o güç kaybolmuştur. Devletin güçlü bir istihbarat teşkilatına sahip olması doğrudur, hem de zaruridir. Ama 15 yılda bir devlet kurarak ayaklarını yere bastıran bir örnek vardı karşımızda. Şimdi 14 senelik bir süredir iktidar gücünü elinde bulunduranların elini kim/kimler tuttu da daha iyi bir istihbarat teşkilatı oluşmasını engelledi. İktidar olanlar ağlamaz, dert yanmaz, gereğini yaparlar. Ben 14 yıldır tecrübe devşiren bir iktidar görüyorum. Liyakate değer vermezseniz, tecrübe kazanmaya devam edersiniz. Olan da bize olur. Saygılarımla.

    YanıtlaSil